11 Eylül 2017 Pazartesi

Sense 8

"Ben kimim? 
Sanırım olduğum kişi seninkiyle aynı. Ne senden fazla, ne de eksik. Çünkü kimse tıpatıp aynı sen ya da ben gibi olmadı ve olmayacak..."



Farklı olmak...

Dünyanın farklı ülkelerinde, farklı şehirlerinde yaşayan, kişilikleri, renkleri, cinsiyetleri, ilgileri, hayatları birbirinden farklı olan 8 kişi; düşünceleri ve hisleriyle birbirlerine bağlanıyorlar. Homo sensoriumlar olarak adlandırılan bu ırkı sapienslerden ayıran en büyük özellik 8 kişilik takımlardan oluşmaları ve birbirlerinin yerine geçebilmeleri. Özetle böyle anlatabilirim. Yani durumun ve hikayenin biraz karışık olduğunu düşünebilirsiniz. İzledikçe anlaşılan bir hikaye söz konusu. Biz hikayenin işleyişini es geçip anlattıklarına odaklanalım. 

Nomi, Riley, Will, Wolfgang, Lito, Capheus, Kala ve Sun... Hayatları boyunca yaşadıkları, istedikleri, yaptıkları ve tercihleri yüzünden kendilerini olabildiğince sistemin dışında tutmuş bir grup insandan oluşan bir takım. Homo sapienslerin anlamaması yetmezmiş gibi kendilerinden olan başka homo sensorium takımlarının kötülükleriyle onları avlamaya çalışması diziyi şekillendiren unsurlardan.

Dizi genel olarak benim şu güne kadar izlediğim tüm dizilerden farklı bir noktada. Ağır eleştirel bakış açısı, yaşadığımız dünya üzerinde kabul görmeyen her tür düşüncenin yoğunlukta yaşandığı bir yapımdan bahsediyoruz. Her ne kadar 3. sezon onayı almamış olsa da şu sıralar bazı haberler dönüyor. Ya 2 saatlik bir final izleyeceğiz ya da 3. sezonu. 

Eğer empati kurabiliyorsanız ve farklılıkların sizin için bir değeri yoksa bu diziyi izleyin. İzlettirin. Çünkü bu dizi tam sizlik...

Sizi bu güzel şarkıyla baş başa bırakıyorum... Eğer izlerseniz yorumlarınızı beklerim...

Sevgiler.